Özet:
Antik ve Ortaçağ'da bireylerin evren ve yaşam anlayışlarını belirleyen din, Osmanlı tarih yazımını da
etkilemiştir. Osmanlı tarihçilerinin tarihle ilgili konu veya tanım yaparken kullandıkları ifadeler,
genellikle İslam tarih anlayışına dayanmaktadır. Osmanlı Devletinin kuruluş yıllarındaki tarihçiliğe
ilişkin bilgiler yetersiz olsa da sonraki dönemler hakkında oldukça geniş bir bilgi birikimi mevcuttur.
Başlangıçta sade bir üslubun gözlemlendiği Osmanlı tarih yazımı giderek sanatsal amaçlarla kaleme
alınan eserlerin yoğun olduğu İran tarihçiliğinden etkilenmiştir. Osmanlı tarih yazımında Farsça ve
Arapça kullanımı yaygınlaşmış; ancak Türkçeden bir kopuşta yaşanmamıştır. Osmanlı tarih
yazıcılığında, Osmanlı hanedanını konu alan Tevârih-i Ali Osmanlar, fetihleri konu alan Fetihnameler,
Gazavatnâmeler ve Zafernâmeler bir hayli yaygındır. Mehmet Neşrî, Enverî, Şehdî, Aşıkpaşazâde,
Tursun Bey, İdris-i Bitlisî, Kemal Paşazade, Lütfi Paşa, Hoca Sadeddin, Selânikî ve Gelibolulu Mustafa
Âli, Klasik Dönemin önde gelen tarih yazarlarıdır. Her toplum ve uygarlıkta olduğu gibi Osmanlı
Devletinde de tarihçilik anlayışı kendine özgü dinamiklere sahipti. Osmanlının kuruluşundan yıkılışına
kadar çeşitli dönemlerde kaleme alınan tarihi eserler devlet anlayışının ve mevcut koşulların niteliği
hakkında ipuçları vermektedir. Osmanlı Devletinin en güçlü dönemi olarak bilinen ve Türk tarih
anlatımında Yükselme Dönemi adıyla tanımlanan dönemdeki tarih yazımı da bu güce yaraşır bir hal
almıştır. Yükselme Döneminde kaleme alınan tarihi kronikler incelendiğinde, bu eserlerin devlet
anlayışı ekseninde kaleme alındığını tespit edebilmek mümkündür. Bu araştırmada Mustafa Selânikî
Efendi’nin hayat biyografisi ve tarihçiliği inceleme konusu yapılmıştır. Hayatıyla ilgili biyografik
kaynaklarda yer alan bilgiler oldukça kısıtlıdır. Yazdığı eserlerinde babasının vefat ettiği Selânik'e atıfta
bulunarak kendisini "Selâniklü" olarak tanımlar. Bu bilgi, doğduğu yerin Selânik olduğunu
düşündürmektedir. Hâfız olduğu dönemde Kanûnî Sultan Süleyman'ın ölümü hakkında verdiği
bilgilerden, çeşitli maliye kâtipliği görevlerini üstlenerek Maliye Kalemi'nde yetiştiği anlaşılmaktadır.