Tarih boyunca birçok Türk boyunun yaşadığı, çeşitli kültürlerin ve dinlerin buluştuğu bir bölgede yer alan Doğu Türkistan coğrafyası, Türk kültürünün gelişmesi ve şekillenmesi konusunda önemli bir yere sahiptir. Tarihsel süreç içerisinde incelediğimizde Uygur Türkleri, yaşadıkları bu coğrafyada birçok toplumla temas halinde olmuştur. Bu bağlamda farklı din ve inançları kabul etmekle birlikte aynı zamanda farklı kültürlerle de etkileşime girerek dil, edebiyat, sanat ve folklor gibi alanlarda köklü ve zengin kültürel bir yapıya sahip olmuşlardır. Folklor, ulusların ulus olma yolundaki mihenk taşlarından biridir. Toplumların bilinçlenme süreçlerinde ortaya çıkmaktadır. Folklor sadece olmuş bitmişin değil, geçmişin olduğu gibi bugünün de bilgi birikimdir. Sosyal hayat içerisinde bireyin topluma kazandırılması hususunda folklor önemli bir işleve sahiptir. Birlik ve beraberliğe, birlikte yaşamaya önem veren Uygur Türkleri için folklor unsurları hem sözlü hem yazılı kültür etrafında korunarak geçmişten günümüze kadar ulaşmıştır. Doğu Türkistan coğrafyası, yıllardır Çin'in asimile politikaları, baskı ve zulümlerine maruz kalmıştır. Uygur Türklerinin tüm bu baskı ve zulümlere karşı milli kimliklerini korumak için kuşaktan kuşağa aktardıkları kültürel miraslarına sahip çıkmaları halkbilimi disiplini açısından büyük öneme sahiptir. Folklor sözlü kültür, yazılı kültür ve günümüzde ise dijital kültür ortamlarında üretilip tüketilen bir unsurdur. Yazmada sözlü kültür ortamından derlenen folklor unsurlarının yazıya geçirildiği tespit edilmiştir. Geçiş dönemlerinden eğlence kültürüne, yeme-içme kültüründen giyim-kuşam kültürüne, halk meteorolojisinden geleneksel mesleklere ve dahi folklorun birçok kadrosu ile ilgili bilgilere yer verildiği görülmüştür. Çalışmamızın ana konusunu oluşturan Çağatayca el yazması eser, İsveç Lund Üniversitesi Kütüphanesi, Gunnar Jarring Koleksiyonu'nda Prov. 207 olarak kayıtlı olan nüsha 84 varak olup nüshalar kahverengimsi ve çizgili Rus kâğıdındandır. Muhammed Ali Damolla ve Ebul Vahid Akhun tarafından 20. yüzyılın başlarında kaleme alınmıştır. Her başlık için yeni bir nüshaya geçilmiştir. 2 nüshada herhangi bir şey yazılmamış olup diğer nüshalarda yazarlar tarafından eklenmiş olan düzeltmeler, sayfaların altına yahut sağına soluna belirteçler konularak yazılmıştır. Çalışma Giriş, dört bölüm, Sonuç ve Kaynakça'dan oluşmaktadır. Giriş bölümünde Uygur Türkleri ve çalışma hakkında kısaca bilgi verilmiştir. "Çağatay Türkçesi ve Özellikleri" başlıklı Birinci Bölüm'de Çağatay Türkçesinin dönemleri ve dil bilgisel özellikleri hakkında bilgiler verilmiştir. "Çağatayca Eserler" isimli İkinci Bölüm'de ise Çağatay Türkçesi ile kaleme alınmış eserler hakkında bilgilere yer verilmiştir. "İnceleme ve Değerlendirme" başlığını taşıyan Üçüncü Bölüm'de ise yazmada tespit edilen folklor unsurlarının işlev ve içerik bağlamında incelenmesi yapılmıştır. "Transkripsiyonlu Metin" isimli Dördüncü Bölüm'de ise Arap alfabesi kullanarak Çağatay Türkçesi ile yazılmış yazmanın Latin harfli transkribe edilmiş metnine yer verilmiştir. Çalışmada elde edilen veriler Sonuç bölümünde değerlendirilmiş ve faydalanılan kaynaklar alfabetik sırayla Kaynakçada sıralanmıştır.
The geography of East Turkestan, located in a region where many Turkish tribes have lived and various cultures and religions met throughout history, has an important place in the development and shaping of Turkish culture. When we examine them in the historical process, the Uyghur Turks have been in contact with many societies in this geography where they live. In this context while accepting different religions and beliefs, they also interacted with different cultures and had a deep-rooted and rich cultural structure in fields such as language, literature, art, and folklore. Folklore is one of the cornerstones of nations on the way to become a nation. It emerges in the awareness processes of societies. Folklore is not the knowledge of an accomplished fact only, but also the knowledge of the present, as well as the past. Folklore has an important function in reintegrating the individual into society in social life. For the Uyghur Turks who give importance to unity and coexistence, folklore elements have survived from the past to the present by being preserved around both oral and written culture. East Turkestan geography has been exposed to China's assimilation policies, oppression and persecution for years. It is of great importance for the discipline of folklore that the Uyghur Turks protect their cultural heritage, which they have transferred from generation to generation in order to protect their national identity against all these oppressions and persecutions. Folklore is an element that is produced and consumed in oral culture, written culture and today in digital culture environments. It was determined that the folklore elements collected from the oral culture environment were written down in the manuscript. It has been observed that information on transition periods, entertainment culture, food and beverage culture, clothing and dress culture, folk meteorology, traditional professions and even many cadres of folklore are included. The Chagatay manuscript, which constitutes the main subject of our study, has been registered as Prov. 207 in the Gunnar Jarring Collection of the Lund University Library, Sweden, and has 84 folios and the manuscripts are made of brownish and striped Russian paper. It was written by Muhammad Ali Damolla and Abul Vahid Akhun in the early 20th century. A new copy has been made for each title. In two copies nothing has been written, but in the other copies the corrections added by the authors are written by placing markers at the bottom of the pages or to the left and right. The study consists of Introduction, four chapters, Conclusion, and Bibliography. In the Introduction, brief information about the Uyghur Turks and the study is given. Information about the periods and grammatical features of Chagatay Turkish has given in the First Chapter which is titled "Chagatay Turkish and Its Features". In the Second Chapter which is titled "Chagatay Works", information about the works written in Chagatai Turkish has given. The folklore elements identified in the manuscript were examined in terms of function and content in the Third Chapter which is titled "Review and Evaluation". In the Fourth Chapter which is titled "Text with Transcription", the Latin script transcribed text of the manuscript written in Chagatay Turkish using the Arabic alphabet has included. The data obtained in the study were evaluated in the Conclusion section and the sources that used were listed in the Bibliography in alphabetical order.