Erendiz Atasü (1947- ), yapıtlarında kadın yazarlık bilinciyle ataerkil kültürün kadına bakış açısını eleştirir. Çeşitli düşünce yazılarında da bu konu üzerinde önemle durur. Ne var ki, Türk kadın edebiyatıyla ilgili bir araştırma yapıldığında, Atasü'nün yapıtlarının yeterince incelenmediği görülmektedir. Oysa yazarın başta Gençliğin O Yakıcı Mevsimi (1999) adlı romanı olmak üzere birçok kurmaca yapıtı, toplumsal cinsiyet eşitsizliklerinden kaynaklanan problemler ve bedenin yazılması açısından araştırılmayı bekleyen zengin bir malzeme barındırmaktadır.Bu tezde, öncelikle Atasü çalışmalarındaki bu eksikliği gidermek ve yazarın Türk kadın edebiyatındaki yerini saptamak amacıyla, Gençliğin O Yakıcı Mevsimi, feminist kuramcıların toplumsal cinsiyet ve bedenin yazılması ile ilgili fikirlerine dayanarak incelenmiştir. Gençliğin O Yakıcı Mevsimi'nin özellikle seçilmesinin nedeni, bu romanın yazarın çalışmaları arasında toplumsal cinsiyet rollerinin eleştirisi ve kadın bedeninin ve cinselliğinin yazılması bakımından incelenmeye en uygun yapıt olmasıdır.İncelemeyi gerçekleştirebilmek için, ilk olarak Hélène Cixous, Luce Irigaray ve Julia Kristeva gibi feminist kuramcıların kadın edebiyatı, toplumsal cinsiyet yargıları, bunların dil ve edebiyat ile ilişkisi hakkındaki düşünceleri tartışılmıştır. Ardından, bu tartışmaya dayanarak Erendiz Atasü'nün hayatı, romancılığı ve tüm yapıtları kronolojik sırayla incelenmiştir. Yazarın kadın edebiyatçılar arasındaki yeri sorgulanmış, Türk edebiyatı tarihi kaynaklarında Atasü ile ilgili yetersizliklere dikkat çekilmiştir.Romanın çözümlenmesinde öncelikle karakterlerin cinsiyet rollerine karşı sergiledikleri duruşun ikili ilişkilerine nasıl yansıdığı irdelenmiştir. Bunun sonucunda karakterlerin çift kişilikli oldukları saptanmıştır. Buradan yola çıkarak, beden ve benlik oluşumu arasındaki ilişki Jacques Lacan'ın ayna kuramı çerçevesinde tartışılmıştır. Bunun yanı sıra kadın ile doğa üzerindeki ataerkil tahakküm incelenmiş, yazarın kullandığı dil mercek altına alınarak erkek egemen ideolojiyle uyum açısından sorgulanmıştır.Sonuçta, toplum tarafından dayatılan cinsiyet rollerinin yalnızca kadın karakterlerin değil erkek karakterlerin de mutsuz olmasına yol açtığı anlaşılmıştır. Kadın karakterlerin ancak cinselliklerinin farkına vardıktan sonra bedenlerini ve kendilerini tanıdıkları gözlemlenmiştir. Romanda kadın-doğa özdeşliğinin olumlandığına dikkat çekilmiş, yazarın dilinin erkek egemen ideolojinin etkisinde olmadığı gösterilmiştir. Bu tartışmalar ışığında, yazarın diğer kadın romancılardan farkına, Türk edebiyatındaki yerine ve önemine işaret edilmiştir.anahtar sözcükler: kadın edebiyatı, toplumsal cinsiyet, kadın bedeni, cinsellik, doğa.
Erendiz Atasü (1947- ), through her female writer lenses, criticizes the attitude of the patriarchal culture towards woman in her works. She puts great emphasis on this issue also in various essays of hers. Nevertheless, upon making a research on Turkish women?s literature, it is seen that Atasü?s works have not been examined sufficiently. Indeed, her fiction, primarily her novel titled Gençliğin O Yakıcı Mevsimi (That Scorching Season of Youth, 1999) is rich in material in terms of writing the body and the problems stemming from gender inequalities, and therefore demands further scrutiny.In this thesis, Gençliğin O Yakıcı Mevsimi is analysed with regards to the views of the feminist theorists on gender and writing the body with an intention, primarily, to compensate the gap related to Atasü?s works and to confirm her place in Turkish women?s literature. The reason why Gençliğin O Yakıcı Mevsimi has been especially chosen is that it is the most appropriate among the author?s other novels for being examined in the context of the criticism of gender roles and writing the female body and sexuality.In order to carry out the analysis, first of all, the opinions of the feminist theorists such as Hélène Cixous, Luce Irigaray and Julia Kristeva on women?s literature, gender roles, and their relation with language and literature are discussed. Then, in the frame of this discussion, Erendiz Atasü?s life and authorship is examined and all of her published works are reviewed chronologically. Consequently, Atasü?s place among Turkish female writers is questioned and the inadequacy of research about her fiction in the sources of Turkish literature is pointed out.In the analysis of the novel, first, it is explored how the characters? stance on gender roles reflects upon their mutual relationships. As a result, it is revealed that the characters have double personalities. Correspondingly, within the framework of Jacques Lacan?s mirror theory, the relationship between the body and the formation of the self is discussed. In addition, the patriarchal oppression on woman and nature is examined and the author?s language is inspected in terms of its compliance with the patriarchal ideology.In conclusion, it is seen that the gender roles that are imposed by the society cause unhappiness not only for the female characters but also for the male characters. It is observed that the female characters recognize their bodies and true self only when they accept their sexualities. It is shown that, in the novel, the woman-nature identicalness is affirmed and the author?s language does not compromise with the patriarchal ideology. Within the light of these discussions, the author?s distinction from other female writers, and her place and importance in Turkish literature are pointed out.Keywords: women?s literature, gender, woman body, sexuality, nature.