Nobel Edebiyat Ödülü sahibi Orhan Pamuk (1952- ), Türk edebiyatının önde gelen roman yazarlarından biridir. Bu çerçevede yazarın yayımlanmış son romanı olan Kırmızı Saçlı Kadın (2016), Pamuk'un yazarlığındaki gelişimin değerlendirilmesi açısından önem taşımaktadır. Bununla birlikte roman, şimdiye dek derinlemesine incelenmemiştir. Bu tez, romanın kurgusunun temelinde yer alan "baba katli" kavramından yola çıkılarak Pamuk'un yazarlık anlayışının ve roman geleneğine bakışının araştırılabileceği düşüncesi üzerine kurulmuştur. Bu kapsamda, Pamuk'un yazarlığında geldiği noktayı yorumlayabilmek adına Kırmızı Saçlı Kadın metinlerarası ilişkiler, psikanalitik kuram ve Harold Bloom'un etkilenme endişesi kuramı ışığında çözümlenmiştir. Öncelikle, metinlerarası ilişki yöntemleri açısından yapılan inceleme, yazarın romanını temel olarak Sofokles'in (MÖ 496-406) Kral Oidipus (yak. MÖ 467) adlı tragedyası ve Firdevsî'nin (940- 1020) Şehname'sinde (977-1010) yer alan "Rüstem ile Sührab" hikâyesi üzerine kurduğunu ortaya koymuştur. Ardından, bu iki anlatının odağında yer alan baba katli-oğul katli izleğinden hareketle yapılan psikanalitik değerlendirme, Pamuk'un romanında babanın yerine annenin rolünü öne çıkardığını göstermiştir. Son olarak Pamuk'un yazarlığı Bloom'un etkilenme endişesi kuramına göre sorgulanmıştır. Sonuçta, Pamuk'un "Şiirsel Baba"larını öldürdüğü ve kendini yerinden edecek halefinin endişesini duyduğu açığa çıkarılmıştır.
Orhan Pamuk (1952- ), Nobel laureate of literature, is one of the leading novelists of Turkish literature. In this respect the author's latest novel, The Red Haired Woman (2016), is significant for the evaluation of the development in Pamuk's writing. That said, however, the novel has not been thoroughly studied so far. This thesis postulates that investigating the concept of patricide, which is at the heart of the novel's plot, is potentially promising to question Pamuk's understanding of writing and his view of the novel tradition. Within this framework, in order to interpret the present situation of Pamuk's authorship, The Red Haired Woman is analyzed according to intertextuality, psychoanalytic literary criticism and Harold Bloom's theory on the anxiety of influence. First, the examination in terms of intertextuality revealed that the author founded his novel mainly on Oedipus the King (circa. BC 467), the tragedy of Sophocles (BC 496-406), and the narrative of "Rüstem and Sührab" from Firdevsî's (940-1020) epic Şehname (977-1010). Secondly, the psychoanalytic analysis of the concepts of patricide and filicide, which are at the focus of the narratives respectively, showed that Pamuk's novel highlighted the role of the mother instead of the father. Finally, Pamuk's writing is questioned according to Bloom's theory of the anxiety of influence. As a result, it has been revealed that Pamuk killed his Poetic Fathers and that he is concerned about his successor who would displace himself