Özet:
"Camilerin yapılması ve yaşatılması" bağlamında ayet ve hadisler bulunmaktadır.
Ancak bu camilerden biri var ki camilerin imarıyla ilgili ayet ve hadisi, abide konumundaki portalinde barındırmaktadır: Bünyan Ulu Cami taç kapısı. Camilerin yapımı ve iman konusu, İslam'ın öncelikli konularındandır. Yüce Allah Elçisi'nin (s.a.s.) Yesrib'e/ Medine'ye varmadan Kuba'da iil camiyi, sonra da Mescid-i Nebi'yi yaptırdığı bilinmektedir. Camiierin önem ve öncelliğini anlatmak için, bu misal yeterlidir ancak bu düşünceyi inanan insanların özümsenesi başka bir Şeydir. Bu noktada ayet ve hadislerin cami imarının teşviki devreye girmektedir. Bu teşvikin somut hale getirilmesi
için yapılan çalışmalardan biri de ilgili ayet ve hadislerin göz önüne getirilmesidir.
Bu yüzden camiler yapılır yaptırılırken, caminin münasip bir yerine,
ilgili ayet ki ta be olarak yazdırılmaktadır. Kimlik konumundaki kitabeler,
dayanıklı olan taşın ötesinde, daha uzun ömürlü olan mermer üzerine nakşedilmektedir.
Bu kitabe metni bazen bir hadis de olabilmektedir.
Cami kitabesinin anıt konumunda olmasının yanında tarihi olması da bir
özellik ve güzelliktii: Anadolu Selçuklü. Devleti'nin zayıflayıp Beyliklerin
ortaya çıktığı bir ortamda Zahiruddin Mahmud'un yapılmasını ı.imrettiği
(1333) bu Ulu Cami Kayseri'nin Bünyan ilçesinde bulunmaktadır.
Camiierin yapılması ve şen( endirilmesi anlamındaki imar, ':Allah'ın mescidIerini
ancak Allah'a ve ahiret gününe inanan, namaza devam eden, zekatı veren ve Allah'tan başkasından korkmayan kimseler yapar/tamir eder/ yaşatır. işte bunların muvaffak olmaları umulur" (Tevbe, 9/18) ayetindeki mantığı içermektedir. Hadis ise "Kim bir mescid yaparsa, kuş yuvası kadar küçük de olsa, Allah ona Cennet'te bir ev yapar" anlamını taşımaktadır. Hem ayet hem de hadisi, eşgüdüm halinde, aynı yerde barındırması açısından, bu kitabenin yeri çok özeldir. Bu kitabelerin camide bulunması, tek başına ayet veya tek başına hadis olarak gerçekleşmektedir. Kitabe, caminin uygun görülen herhangi bir yerinde olabilmektedir. Ancak hem ayet hem de hadisin bir arada olmasının ötesinde taç kapıda; eşgüdüm halinde bulunması nadiren rastlanacak bir hadisedir. Nitekim Türkiye genelinde yapılan ''Mimari Hadisleri" adlı çalışma ve Kayseri özelinde yapılan "Kayseri'de Mimari Eserlerde Geçen Ayet ve Hadisler' adlı çalışmalara baktığımızda, bu kitabenin "nev-i şahsına munhasır" olduğu görülmektedir.
Cami yapılmasını teşvik eden bu ayet ve hadis, Müslümanın gönlüne yerleşip bilinç haline gelmiş; bu noktadan hareketle yaptırılan camilerin kitabelerine nakşedilmiş ve uygun bir kompozisyon teşkil etmiştir. Değil 'Kuş yuvası kadar: 'Ulu Cami' dediğimiz büyük camilerin yapılmasını sağlamıştır.