Abstract:
Günümüz itibariyle Dünya Ekonomik Forumu, başta ekonomi ve siyaset olmak
üzere çeşitli çevrelerden aktörlere diyalog ortamı sunan bir sivil toplum örgütüdür.
Dünyanın farklı bölgelerinde yıl boyu düzenlenen etkinliklerinin yanı sıra Davos
Forumunda her yıl, gözlemlerden yola çıkılarak dünya ekonomisinin gidişatına
ilişkin sorunlara yönelik çözüm önerileri sunulmaktadır. 21-24 Ocak 2020 Davos
Zirvesi ise dünya kamuoyunun, yaklaşan ABD seçimleri, AB ve İngiltere arasındaki
Brexit sonrası görüşmeler, Avustralya’da ortaya çıkan tabi afetler, Çin’de ortaya
çıkan Kovid-19 virüsüne ilişkin ilk tartışmalar, Ortadoğu başta olmak üzere
dünyanın bazı bölgelerindeki göçlerin yol açtığı siyasi ve iktisadi belirsizlikler
ortamında gerçekleşmiştir. Dünya Ekonomik Forumu’nun Ellinci Zirvesi sonunda,
daha çok küresel ısınmadan kaynaklanan, insanlığın yakın zamanda yüzleşmesi
gereken, en azından gelecek on yılını tehdit eden riskler, temel sorun alanı olarak
sunulmuştur. Değişik çevreler tarafından zenginler kulübünün vitrini olmaktan
öteye gidememekle itham edilen Davos Ekonomik Forumu gerçekte, döneminin
şartları gereği kurularak küresel bir üne kavuşmuş ancak zorlayıcı ya da denetleyici
bir mekanizmayı benimsememiş, diyalog platformu olmaya devam etmektedir.