Özet:
Dünya ekonomisi son yirmi yıllık süreçte gittikçe artan oranda bir
küreselleşme eğilimine şahit olmuştur. Küreselleşme, birçok farklı şekilde yorumlanabilir; ancak bu kavram aslında bir ülkenin dünyanın geri kalanına bağlılığının oldukça yüksek olması anlamına gelmektedir. Küreselleşme süreci dünya ekonomisinin çok daha büyük bir şekilde entegrasyonuna neden olmuştur. Bu gelişim sermaye akımlarının hızlanmasını kolaylaştırmış fakat aynı zamanda krizleri yaygınlaştırmada ve algılamada da hızlandırıcı bir rol üstlenmiştir. Dünyadaki finansal piyasalar, 2008 yılında tarihsel süreçte bu güne kadar yaşanan en geniş ve en derin kredi krizinin ortasına düşmüştür.
2007 yılında başlayan ve sonrasında da küresel bir krize dönüşen finansal dalgalanmanın kaynağı ABD mortgage piyasadır. Bu krizin ülkeler ve ülke grupları üzerindeki etkisi farklı genişlikte ve derinlikte olmuştur. Ancak bu etkiler, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler arasında çok büyük bir ayrışma (decoupling) yaratacak düzeyde değildir