Abstract:
Şifahi halk edebiyatı ürünlerinden olan atasözleri, ait olduğu toplumun kültürel
belleğini, yaşam tarzını, gelenek ve göreneklerini, inançlarını, hayat felsefesini, dünya
görüşünü açık bir şekilde yansıtan ve nesiller aracılığıyla geçmişten günümüze dil
vasıtasıyla aktaran kalıp ifadelerdir. Şekil bakımından kısa ve basit bir yapıya sahip olan
atasözleri, içerik olarak üzerinde taşıdığı kültür kodları aracılığıyla toplumsal rollere ve
değerlere yönelik zengin veriler sunar. Bu yönüyle araştırmacılar için sosyoloji, psikoloji,
edebiyat, dil, halk bilimi gibi sosyal bilimler alanındaki çeşitli disiplinler arası
çalışmalarda daima dikkat çeken ve ilgi gören materyaller arasında yer alır.
Zengin bir sözlü edebiyat geleneğine sahip olan Türkmen Türklerinde atasözleri her
zaman çeşitli konular için başvuru kaynağı olarak görülür ve Türkmen Türkçesinde
“nakıl” terimiyle ifade edilir. Klasik ve çağdaş edebiyat ürünleri ile halk hafızasından
derlenerek yazıya geçirilen masal, destan, halk hikâyesi, fıkra gibi şifahi edebiyat
ürünlerinde sıklıkla kullanılır. Ayrıca günlük iletişim dilinde de herhangi bir düşünce
veya görüşün desteklenmesi ve anlatımın kuvvetlendirilmesi için tercih sebebidir. Bu
kalıplaşmış sözler, insanın hayata bakış açısını en yalın ve öz şekliyle yansıtırken çevreye,
canlılara, tabiata, toplum tarafından bağlı bulunulan değerlerle yönelik önemli ipuçları
verir.
Bu çalışmada Türkmen atasözlerinden hareketle toplumsal cinsiyet algısına yönelik
genel bir inceleme yapılacaktır. Tarihî devirler içerisinde kadın ve erkeğin konumunun
değişkenlik gösterdiği görülmektedir. Bu amaçla ele alınan ve sözlüklerde tespit edilen
örnekler üzerinden Türkmen Türklerinin toplum nezdinde kadın ve erkeğe bakış açısı,
kadının anne, eş, gelin, kayınvalide, elti, görümce, kız çocuk rolü ile erkeğin ise baba, eş,
damat, kayınbaba, kayınbirader ve erkek çocuk rolünde üstlendiği olumlu ve olumsuz
bakış açıları, mukayeseli bir şekilde değerlendirilerek toplum yapısındaki cinsiyet algısı
üzerinde durulacaktır.