Abstract:
Uluslararası ilişkilerde realist çerçevede daha çok askeri yönüyle öne çıkan güvenlik kavramı, özellikle Soğuk Savaş sonrası dönemde içerik ve kapsam açısından genişlemiş; askeri olmayan yeni unsurları şemsiyesi altına almıştır. Bu unsurlardan birini oluşturan çevresel sorunların ulaştığı ciddi boyut çevresel güvenlik kavramını ortaya çıkarmıştır. Çevresel güvenlik kapsamına giren önemli konulardan birini su kaynakları oluşturmaktadır. Yaşam için vazgeçilmez bir kaynak olan su artık günümüzde, kıtlık, küresel ısınma gibi arttırılması mümkün birçok etmene bağlı olarak küresel bir sorun haline gelmiş; su sorunlarının her gün biraz daha artması suyun stratejik bir unsur olarak güvenlik kapsamında daha fazla ele alınmasını zorunlu kılmıştır. Hayati suyun barışa hizmet etmek yerine günümüzde özellikle kimi bölgelerde istikrarsızlık kaynağı olduğu; suyun yarattığı gerginliklerin “su savaşları” olgusunu ortaya çıkardığı görülmektedir.