Tükenmişlik son 50 yılın en önemli meslek hastalıklarından birisidir. Stres ve tükenmişlik aynı olmayan ancak birbirine karıştırılan, oldukça yakın ilişkili kavramlardır. Yapılan çalışmalarda insanlarla yakın ilişki içerisinde çalışan meslek gruplarının stres düzeylerinin diğer meslek gruplarına göre daha yüksek olduğu belirlenmiştir. Öğretmenlik doğası gereğince yüz yüze ilişkiler yolu ile yerine getirilen bir meslektir. Eğitim öğretim hizmetlerinin merkezinde bulunan; öğrenciler, veliler ve idarecilerle yakın ilişkiler içerisinde çalışan öğretmenlerin ağır iş yükü, fiziki şartların yetersizliği vb. nedenlerle tükenmişlik yaşama oranları diğer meslek gruplarına göre daha yüksektir. Özel eğitim öğretmenleri ise eğitim verdikleri öğrencilerin, sahip olduğu özel gereksinimler nedeniyle farklı bir eğitim programı uygulamak zorundadır. Bu durum özel eğitim öğretmenlerinin diğer branş öğretmenlerine göre daha fazla çaba harcamasını gerektirmektedir. Bu kritik faktör nedeniyle, özel eğitim alanında çalışan öğretmenler psikolojik ve fiziksel yorgunluk yaşayabilir ve enerjilerinin tükendiğini hissedebilirler. Diğer tükenmişlik faktörlerinin de devreye girmesi ile özel eğitim alanında çalışan öğretmenler bu zorlu durumla başa çıkamazlar ve birçoğu yavaş yavaş tükenmişlik sendromu yaşayabilirler. Tükenmişlik bir meslek hastalığı olmasına rağmen başlangıcı ve önleme yolları olan bir süreçtir. Doğru yönetildiğinde ve zamanında fark edildiğinde tükenmişlik sendromu ile başa çıkmak ve kurtulmak mümkündür. Bu çalışmada tükenmişlik kavramının gelişimi, tükenmişliğin nedenleri, tükenmişliğin sonuçları ve tükenmişliği önleme yolları ikincil veriler kullanılarak açıklanmıştır. Uygulama aşamasında Nicel araştırma yöntemlerinden anket yöntemi kullanılarak, Nevşehir ilinde faaliyet gösteren özel eğitim kurumları ve sınıflarında görev yapan 187 öğretmene Maslach Tükenmişlik Ölçeği uygulanmıştır. Elde edilen veriler SPSS programına işlenmiş ve dağılımların normal olduğu görülerek yapılan parametrik testler soncunda daha önceden oluşturulan 28 hipotezden 20'si reddedilmiş ve 8'i kabul edilmiştir. Analiz sonucunda yaş değişkeni ile 2 alt boyut, görev yapılan kurum değişkeni ile 2 alt boyut ve özel eğitim alanında çalışma süresi değişkeni ile 3 alt boyut arasında anlamlı farklılıklar olduğu görülmüştür.
Burnout is one of the most important occupational diseases of the last 50 years. Stress and burnout are not the same but are closely related concepts that are often confused. In the studies, it was determined that the stress levels of occupational groups working in close relations with people were higher than other occupational groups. Teaching is a profession that is fulfilled through face-to-face relations, in accordance with its nature. Located in the center of education and training services; The heavy workload of teachers working in close relations with students, parents and administrators, inadequacy of physical conditions, etc. Burnout rates are higher than other occupational groups. Special education teachers, on the other hand, have to apply a different education program due to the special needs of the students they teach. This situation requires special education teachers to spend more effort than other branch teachers. Due to this critical factor, teachers working in the field of special education may experience psychological and physical fatigue and feel their energy is depleted. With the involvement of other burnout factors, teachers working in the field of special education cannot cope with this difficult situation and many of them may experience burnout syndrome gradually. Although burnout is an occupational disease, it is a process that has a beginning and ways to prevent it. It is possible to cope with and get rid of burnout syndrome when properly managed and noticed in a timely manner. In this study, the development of the concept of burnout, the causes of burnout, the consequences of burnout and ways to prevent burnout are explained using secondary data. In the application phase, the Maslach Burnout Scale was applied to 187 teachers working in private education institutions and classes in Nevşehir, by using the survey method, which is one of the quantitative research methods. The data obtained were processed into the SPSS program, and as a result of the parametric tests performed by seeing that the distributions were normal, 20 of the 28 hypotheses that were previously formed were rejected and 8 of them were accepted. As a result of the analysis, it was seen that there were significant differences between the age variable and 2 sub-dimensions, the institution of employment variable and 2 sub-dimensions, and the variable of working time in the field of special education and 3 sub-dimensions.