Abstract:
Munzur Vadisi Milli Park’ında yapımı planlan 8 HES ve 6 Baraj projesinin ülkeye sağlayacağı tekil ekonomik getirinin aksine, bölgedeki doğal, tarihi ve sosyo-ekonomik kaynaklar ile bütünleşik bir yapıya sahip olabilecek sürdürülebilir kırsal turizm faaliyetlerine yönelik olarak ilgili kuruluşların tutumları incelenmiştir. Araştırmaya konu olabilecek kuruluşlara internet aracılığı ile ulaşılmıştır. Toplamda 18 kuruluşa kolayda örneklem metodu ile ulaşılmış ve 13 kuruluştan geri dönüş alınmıştır. Diğer beş kuruluş ise konu hakkında kapsamlı bir bilgiye sahip olmadıklarını belirterek anket çalışmasına katılım göstermeme eğiliminde bulunmuşlardır. Elde edilen görüşler neticesinde; bölgede kırsal turizm temelli doğaya entegre bir kalkınma için, sosyo-kültürel, teknolojik, ekonomik, eğitimsel, politik, yasal, ekolojik ve demografik fırsat ve tehditler STEEPYED analizi kapsamında ayrıntılı olarak incelenmiştir. STEEPYED analizi için ‘‘http://malabarconsulting.co.uk’’ web sitesi tarafından hazırlanmış bulunan mülakat formu veri toplamak üzere kullanılmıştır. Araştırma sonucunda, Munzur Vadisi Milli parkında yapılması planlanan baraj ve HES çalışmalarına alternatif olarak sürdürülebilir turizmin bölgenin kalkınması açısından daha fazla benimsendiği görülmüştür. Ayrıca, Türkiye’de Milli Parklar Kanunun 14. Maddesinde yer alan ‘‘kamu yararına...’’ ibaresinin doğal alanlar için bir tehlike olarak değerlendirilebileceği, bu nedenle, milli parklar ile ilgili kararlar alınırken ÇED (Çevresel Etki Değerlendirmesi) sürecinin zorunluluk haline getirilmesi ve Kültür ve Turizm Bakanlığının ÇED sürecine kesinlikle katılması gerektiği ön plana çıkmıştır.