Özet:
Arapların Kâhtânî soyundan gelen İmruu’l-Kays (öl. 540 dolayları), Arap yarımadasının ortasında kurulan Kinde’nin son hükümdarı olan Hucr’ün oğludur. Gerçek adı Hunduc, Adî veya Müleyke olarak tarihe geçmişse de “İmruu’l-Kays” lakabıyla meşhur olmuştur. Âsî bir karaktere sahip olması ve aile geleneklerine aykırı bulunan davranışları sebebiyle babası tarafından sürgün edilmiştir. Esedoğulları tarafından öldürülen babasının intikamı alma görevi kendisine düşmüş ve Memleketine dönerek bazı faaliyetlerde bulunduktan sonra İstanbul’a gitmiş ve dönüş yolunda Ankara’da vefat etmiştir.
Döneminde söylenen şiirleri ezberleyerek şairlerle mücadele etmeye başlamış ve küçük yaşlardayken şiirleriyle öne çıkmıştır. Hakkında detaylı bilgi sahibi olunan en eski Arap şairi özelliğine sahip olan İmruu’l-Kays, iç dünyası ile dış dünyayla bağ kurabilen şair sıfatını taşıyabilmiştir. Bu şekilde hem çağdaşları hem de kendisinden sonra gelen şairler tarafından övülmeye mazhar olmuştur. Arap şiiri yüksek bir kaliteye taşıyan İmruu’l-Kays bu alanda adeta ilk ve son şair olma hüviyetini kimseye kaptırmamıştır. Böylece Câhiliyye şairleri arasında da bir numara olarak tarihe geçmiştir.
Zarif bir dil kullanma, akraba ilişkileri, sözcükleri bağlamında kullanabilme, kadınları ceylanlara benzetme gibi sanatsal üslupları Arap şiir literatürüne kazandıran ilk şair olarak kayıtlara geçmiştir. Gece, at ve av gibi motifleri hakkıyla işleyebilen, çöl yaşamını şiir dünyasına betimleyici bir şekilde yansıtabilmiştir. Böylece güçlü bir hayal dünyasına sahip bir şahsiyet olarak Arap şiir literatüründe adını altın harflerle yazdırabilmiştir.
Şiirlerinde aşk, hasret ve doğa gibi temaları betimleyici bir usulle işlemiştir. Açık anlaşılır ve dikkat çekici sözcükler seçerek etkileyici bir dil ve akıcı bir üslup kullanmıştır. Tasvirlerle süslenmiş şiirleri, hatırlanması kolay, hayal gücü derin olmuştur. Tarih boyunca Arap dili ve Edebiyatı üzerinde şiirlerinin parmak uçları eksik olmamıştır. Yapmış olduğu yolculuklar, atlattığı badireler ve yaşadığı deneyimler, onu daha da güçlendirmiştir. Bu çerçevede şiirlerine yeni anlamlar kazandırmış, modern düşünceler benimseyerek dönemin Arap şirine yaratıcı bir kisve giydirebilmiştir.
İmruu’l-Kays’ın şiirleri, Câhiliyye döneminde olduğu gibi İslamiyet’in gelişiyle de önemini kurumuş ve Arap dili ve Edebiyatında adeta bir ölçü mesabesi görevini görmüştür. Siyasi bir figür olması hasebiyle de siyasi bir görev icra ederken Ankara’da vefat etmiş ve burada defnedilmiştir. Şair gerek şahsiyet gerekse de şiirleri açısından Arap dünyası için önem arz ettiği kadar Ankara’da metfun olması hasebiyle ülkemizde Arap dili ve Edebiyatı veya Siyasetle ilgilenen taraflar açısından da bilinmesi gerekmektedir. Bu nedenle çalışmada şairin şahsiyetiyle beraber doğa ve aşk tasviri açısından bazı şiirleri ele alınarak çalışma konusu yapılmıştır. Böylece gerek Arap ve Türk dünyasında başta olmak üzere şair ve şiirleri, siyasi ve edebî muhtevasıyla yeni bir perspektif dâhinde akademi camianın dikkat ve ilgilerine sunulmuştur.