The aim of this study is to reveal the transition practices of Islamic Republic of Afghanistan
politics with in the context of internal dynamics of the country. The study
was completed with an interdisciplinary approach by examining the politics, history
and management literature. The study was limited to the period in which Ahmad
Shah Abdali provided the first Afghan Union in 1747 and to the re-establishment of
the democracy in the country with the incentives of the Coalition Forces after September
11th.
It has been found that the main factors affecting the establishment of democracy in
the country are religion, sectarian differences, ethnic differences, external factors,
terrorism and traditional society structure. The struggle for democratization of the
country has been continuously interrupted by external interventions, internal conflicts
and military coups. All these developments have made it difficult to establish a
democracy culture based on reconciliation in the country by opening up ethnic
groups in the country.
Despite all these unfavorable reasons, the political and social change that started with
the years of 2000 has been considered to create promising results in the name of the
development of the democracy in the country, although it contains some problems.
Bu çalıĢmanın amacı, Afganistan Ġslam Cumhuriyeti siyasetinde monarĢiden demokrasiye
geçiĢ denemelerini ülkenin iç dinamikleri bağlamında ortaya koymaktır. ÇalıĢma
siyaset, tarih ve yönetim alanyazını incelenerek interdisipliner bir yaklaĢımla
tamamlanmıĢtır. ÇalıĢma 1747‟de Ahmet ġah Abdali‟nin ilk Afgan birliğini sağladığı
dönem ile 11 Eylül sonrasında Koalisyon Güçlerinin teĢvikleriyle ülkede demokrasinin
yeniden tesisine kadar ki süreçle sınırlandırılmıĢtır.
Ülkede demokrasinin tesisinde etki eden baĢlıca faktörlerin din, mezhep farklılıkları,
etnik köken farklılıkları, dıĢ etkenler, terörizm ve geleneksel toplum yapısı olduğu
bulgusuna ulaĢılmıĢtır. Ülkenin demokratikleĢme çabaları dıĢ müdahaleler, iç çatıĢmalar
ve askeri darbelerle sürekli kesintiye uğramıĢtır. Tüm bu geliĢmeler ülkedeki
etnik grupların arasını açarak ülkede uzlaĢıya dayalı bir demokrasi kültürünün tesisini
zorlaĢtırmıĢtır.
Tüm bu olumsuzluklara rağmen 2000‟li yıllarla birlikte baĢlayan siyasal ve toplumsal
değiĢimin, içinde bir takım sorunlar barındırıyor olsa da, ülkede demokrasinin
geliĢim adına umut vaat eden sonuçlar yaratacağı değerlendirilmektedir.