Özet:
Toplumun tam olarak kaos içinde olduğu İlkbahar – Sonbahar Dönemi ve
Savaşan Beylikler Dönemi, toplumda düzen ve barışı sağlamak ortak amacıyla
bir çok düşünür ortaya çıkmış ve bu düşünürler felsefelerinin oluşturduğu düşünce
ekollerini savunmuşlardır. Bu bağlamda, o dönemde ortaya çıkan Konfuçyüs’ün
kurucusu olduğu Ru düşünce ekolü ve Mo Zi’nın kurucusu olduğu Mo
düşünce ekolü toplumu derinden etkilemiştir.
Ru düşünce ekolünün kurucusu Konfuçyüs’ün geleneksel ahlak düşüncesinin
temelinde “Ren” düşüncesi yer almaktadır. Konfuçyüs Ren ilkesini uygulayanları,
insanları seven kişi olarak tanımlamaktadır. Konfuçyüs’e göre, “Ren” evrende
yaşayan tüm canlıların kökenidir. Mo Zi’ nın “Jian ai” düşüncesinin temelinde
“Li (faydacılık)” teorisi yatmaktadır. Mo Zi Jian ai düşüncesinde yeryüzünde bulunan her şeyden fayda sağlanması gerektiğini savunmaktadır. Her iki düşüncenin de savunduğu ilkeler neticesinde uygulamaları da farklılık göstermektedir. Ru düşünce ekolünün öne sürdüğü, Ren insan sevgisi ilkesi sevginin merkezden
başlaması gerektiğini savunarak öncelikle anne - baba ve yakınları sevmeyi savunur.
Merkezden başlayan sevgi daha sonra yakınlara, akrabalara ve zamanla
kademe kademe diğer insanlara yayılacaktır. Bunun neticesinde de merkezden
daha sağlam ve bilinçli olarak başlayan sevgi toplumda yayılarak herkesin birbirini
sevdiği bir ortam oluşmaktadır. Konfuçyüs’ün savunduğu dereceli sevgi,
kıdemli ve kıdemsiz, yakın ve uzak, büyük ve küçük gibi etkenlere göre farklılık
göstermektedir. Konfuçyüs’ün sevgi düşüncesinin aksine, Mo Zi’nın Jian ai
ilkesi hiç bir ayrım ve statü farkı gözetmeden gösterilen sevgidir. Jian ai ilkesi,
herkese eşit bir şekilde davranmayı, kişinin ayırt etmeden herkesi sevmesi ile
fayda sağlayacağını savunur. Sonuç olarak, Mo Zi’nın hiçbir ayrım gözetmeden
savunduğu sevgi düşüncesi ile Konfuçyüs’ün sınıf ve statü farkına göre olan sevgi
düşünceleri amaç olarak aynı olsa da birbirinden farklıdır.